AҦCУAA  PЫБЖbbI

-------------------- Abhazya'dan haberler --------------------



 
 Abhazya'nın Almanya Fahri Konsolosu Eugen W. Krammig vefat etti

 

Steinheim am Main, Abhazya'nın Almanya Fahri Konsolosu Eugen W. Krammig vefat etti.

 

Uzun zamandır sağlık durumu bozuk olan Krammig, hastalığına yenilerek, dün akşam saatlerinde gözlerini hayata yumdu.

 

1950 doğumlu olan Krammig, hayatı boyunca iyiliksever kişiliği ile isim yapmış, nerede yardıma muhtaç biri varsa yardımına koşmayı görev edinmiş bir yapıya sahipti. Çernobil çocukları ile ilgili projeleri ve 1999 Marmara ve Düzce depremlerinde de Alman Kızıl Haç Teşkılatı ile birlikte depremzedelerin yardımına koşması halen unutulmuş değil.

 

Gazeteciliğin yanında, uzun seneler başarılı bir şekilde rallicilik yapan Krammig, ayrıca, Pink Floyd, Jimi Hendrix vs gibi uluslararası tanınmış grup ve şarkıcılara refakat etti.

 

En büyük heveslerinden biri olan Abhazya için elinden gelen her türlü yardım ve hizmeti esirgemeyen Krammig, 1996'dan beri Abhazya vatandaşı idi. Almanya'nın Abhazya politikasını protesto etmek için, 1998'de kendisine laik görülen, Federal Liyakat Madalyası'nı ve Pasaportunu geri verdi.

 

2007'de Abhazya Devlet Başkanı Sergey Bagapş tarafından, Abhazya için yaptığı yardım ve hizmetlerinden ötürü, ''Akhdz Apşa'' madalyası ile onurlandırıldı.

 

29.12.2010  APSUAA RIBJI

 

 Abhazya’da asgari ücret katlandı

 

Sohum, Abhazya’da asgari ücret 5 bin ruble olarak belirlendi.

 

Yeni belirlenen ücret, 1 Ocak 2011’den itibaren geçerli olacak. 2 bin ruble olan asgari ücretin 2.5 katına çıkarılması kararı Başbakan Sergey Şamba başkanlığında yapılan 2010’un son Bakanlar Kurulu Toplantısı'nda alındı.

 

29.12.2010  Ajans Kafkas

 

 Abhazya’dan yeni bir portal: Yeni Kafkasya

 

Sohum, Abhazya’daki medya çalışanları yeni bir enformasyon ve analitik portalı kurdu.

 

‘Yeni Kafkasya’ adlı portal www.newkavkaz.ru adresinden yayına başladı. 27 Aralık’ta düzenlenen tanıtım toplantısında, Kafkasya’daki gelişmelerin yanı sıra, sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel süreçlerin kapsamlı analizlerine yer verileceği belirtildi.

 

Girişimciler, Yeni Kafkasya’nın yerli ve yabancı uzmanlar, gazeteciler, siyasiler ve blogcular için evrensel bir platform olmayı amaçladıklarını kaydetti.

 

28.12.2010  Ajans Kafkas

 

 Abhazya’da emniyet kemeri mecburiyeti

 

Sohum, Abhazya’da en temel trafik kuralı olan kemer takma konusundaki rahatlık bitiyor.

 

Trafik Müdürlüğü emniyet kemeri kullanmayan şoförlere ceza kesmeye başladı. Trafik Müdürlüğü Başkan Yardımcısı Valeri Trapş’ın verdiği bilgiye göre, artık emniyet kemeri takmayan sürücüler 600-1800 ruble arasında para cezasına çarptırılacak. 20 Aralık’tan beri sıkı kontroller devam ediyor. İlk üç gün araçları durdurup sadece uyarıda bulunan trafik polisleri ceza kesmeye başladı. Trapş, “Polisler 2 günde emniyet kemerini takmayan yaklaşık 300 kişiyi durdurdu” dedi.

 

Trafik Müdürlüğü Başkanı Leri Kvarçiya da, “Ölümle sonuçlanan trafik kazalarındaki artış trafik kurallarını ihlal edenlerin daha sert cezalandırılmasını gerektirdi. 12 ayda 141 trafik kazası meydana geldi ve 64 kişi öldü, 226 kişi yaralandı. Emniyet kemeri kullanımı çok sayıdaki kişinin sağlığını korumaya yardımcı olabilecekti” diye konuştu.

 

26.12.2010  Ajans Kafkas

 

 Abhaz ve Oset sporcular kendi bayraklarıyla yarıştı

 

Moskova, Moskova’da düzenlenen Dünya Sambo Şampiyonası’na Abhazya ve Güney Osetya ilk kez kendi bayraklarıyla katıldı.

 

Bugüne kadar Dünya ve Avrupa şampiyonalarında Abhazyalı ve Güney Osetyalı sporcular Rusya takımında yer alarak katılıyordu.

 

Rusya, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Ukrayna, Kazakistan ve Kırgızistan gibi ülkelerin yer aldığı şampiyonayı, Gürcistan, Abhazya ve Güney Osetya’nın katılımı nedeniyle protesto etti. 18 Aralık’taki şampiyonada Abhazya’yı Ernet Kostanyan, Abakar Osmanov ve Vladimir Osiya temsil etti. Konstanyan finalde Rusyalı sporcuya yenilip gümüş madalya alırken, Vladimir Osiya bronz madalyanın sahibi oldu. Rusya Federasyonu’ndaki Abhazya elçiliği temsilcileri ve Moskova’da okuyan Abhazyalı öğrenciler, diaspora temsilcileri Abhaz sporcuları yalnız bırakmadı.

 

21.12.2010  Ajans Kafkas

 

 Çerkesk-Sohum yoluna itiraz var

 

Çerkesk, Çevreciler hem Rusya hem Abhazya yönetiminin stratejik önem atfettiği Çerkesk-Sohum otoyolunun yeniden açılması projesine karşı çıkıyor.

 

‘Kuzey Kafkasya Ekolojik İzleme’ adlı örgütün temsilcileri Teberda Devlet Biyosfer Rezervi bölgesinden geçen yolun kanunsuz olduğunu ve Kuzey Kafkasya ekosistemine onarılmaz zararlar verebileceğini savundu.

 

Kuzey Kafkasya Ekolojik İzleme Koordinatörü Andrey Rudomah, “Bu yolun inşaat fikrinin lobisi birkaç yıldır Karaçay-Çerkes ve Abhazya Cumhuriyeti yöneticilerince yapılıyor. Bu projeyi Vladimir Putin de destekledi. Ardından Aleksandr Hloponin, Sayıştay Başkanı Sergey Stepaşin de destekledi. Çerkesk-Sohum yolu projesinin gerçekleştirilmesiyle ilgili onay veren bürokratların hepsi ‘küçük’ bir şeyi ‘unuttu’. Bu yolun prensipte inşa edilmesi yasal değil, çünkü eski Askeri-Sohum Yolu Teberda yasak ormanlık alanından geçiyor” dedi.

 

“Ekonomik kullanımdan ebediyen alınmış yasak ormanlarda yol inşaatı katiyen yasak” diye ekleyen Rudomah meselenin ekolojik boyutuna da şöyle dikkat çekti: “İnşaat çalışmaları biyolojik çeşitliliğe ve Kuzey Kafkasya’nın mükemmel ekosistemine, özellikle de toplam alanı 85000 hektar olan yasak bölgenin yüksek dağlık bölümüne onarılamayacak zararlar verebilir.”

 

İnşaatı engellemek için Kuzey Kafkasya Ekolojik İzleme, 30 Temmuz’da Karaçay-Çerkes Devlet Başkanı Boris Ebzeyev, Rusya Tabi Kaynaklar ve Ekoloji Bakanı Yuri Trutnev ve Rusya’nın Kuzey Kafkasya Federal Bölge Özel Temsilcisi Aleksandr Hloponin’e mektup göndermişti.

 

Projenin denetimini yürüten Karaçay-Çerkes Başbakan Yardımcısı Murat Hartsizov ise, “Endişelenmek için bir neden yok çünkü bölgeler arası oto yol inşaatı Rusya yasaları ve ekolojik taleplere uygun olarak gerçekleştirilecek” yanıtını verdi.

 

Hartsizov’a göre, bugün için Çerkesk-Sohum yolu inşaatıyla ilgili üç seçenek bulunuyor ve bu seçeneklere göre yapılacak yol yasak ormanlık bölge ve diğer korunan yerlerden geçmiyor. İnşaatla ilgili meselenin çözümü için Moskova’dan uzmanlar geleceğini belirten Hartsizov, “Yol inşaatı Karaçay-Çerkes’in ulaşım kilitlenmesini ortadan kaldıracak. Çerkesk-Sohum otoyolu inşaatı bölgenin turizm-tatilcilik ve sanayi potansiyeli gelişimiyle ilgili yatırım sınırlandırmasını ortadan kaldıracak. Transit potansiyelini maksimum şekilde kullanma imkanı verecek, yerli halkın yaşam seviyesini oldukça arttıracak” dedi.

 

Abhazyalı işadamı, eski milletvekili Beslan Butba da, “Bizim Kuzey Kafkasya’da böyle bir yol inşa etmememiz lazım ama henüz erken. Biz zayıf bir devletiz, biz bu yolu işletemeyiz. Bu yol için erken olduğunu düşünüyorum. Güçlü bir devlet olduğumuzda, bizde güvenlik organları doğru çalışmaya başladığında bu yolun inşaatını düşünebiliriz. Şimdi Abhazya’nın buna para yatırmaması lazım” dedi.

 

21.12.2010  Ajans Kafkas

 

 Cenevre görüşmelerinde yine sonuç yok

 

Cenevre, 15-16 Aralık tarihlerinde Cenevre'de yapılan Kafkasya'da Güvenlik ve İstikrar görüşmelerinin 14. turu yine somut bir sonuç alınamadan sona erdi.

 

Gürcüstan Devlet Başkanı Saakaşvili'nin, Avrupa Parlamentosu'ndaki konuşması başta olmak üzere, bir kaç defa Gürcüstan'ın kesinlikle Abhazya ve Güney Osetya'ya karşı güç kullanmayacağını açıklamasının ardından, toplantıların daha yapıcı bir hava içinde geçeceği umudu ile başlanan 14. tur görüşmelerin daha ilk saatlerinde bu beklentilerin boş olduğu anlaşıldı.

 

Gürcü delegasyonu, daha önceki toplantılarda da olduğu gibi, toplantıya provokatif bir açıklama ile başladı. Gürcü delegasyonu, ''İşgal edilmiş bölgeler'' olarak tanımladığı Abhazya'nın Oçamçira Bölgesi'nde, ''Rus işgal güçleri''nin de desteği ile, gürcü mimarisinin, tarihsel, kültürel ve dini yapıların kasıtlı olarak tahrip edildiğini, Gal Bölgesi'nde gürcü kökenli halka baskı yapıldığı ve kriminal gruplar tarafından halkın soyulduğu, fındık mahsulüne el konulduğu, Pitsunda'da gürcü evlerinin rus vatandaşlarına verildiği ve Pitsunda'nın bir rus şehrine dönüşmeye başladığı iddiaları ile, görüşmelerin başında gergin bir ortam oluşturdu.

 

Toplantıyı yöneten eşbaşkanların dahi gülümsemelerine yol açan iddialara, Abhazya Dışişleri Bakanlığı Uluslarası İlişkiler Dairesi Başkanı Lana Agırba, iddiaların, gerçeklerden uzak olduğunu ve dedikodu medyasındaki haberlerden bir farkı olmadığını belirtti. Agırba, Abhazya Hükümeti'nin, belirtilen bölgelede yaşayan halkın arzu ve endişelerine kulak verdiğini, gürcülerin kültürlerini yaşatmalarına engel olmadığını, bilakis destek verdiğini belirtti.

 

Gürcü delegasyonunun demeçlerinin provokatif ve uzlaşmaz bir tutum, dolayısı ile üzüntü verici olduğunu vurguladı.

 

İkinci günü akşam saat 20 sularına kadar devam eden görüşmeler, gürcü delegasyonunun, tüm öneri ve fikirlere karşı gelmesi ve görüşmeleri yöneten eşbaşkanların abhaz ve osetlerin görüşlerini dikkate almaması nedeni ile, bir netice alınamadan sona erdi.

 

16.12.2010 Apsuaa Rıbjı

 

 İspanyollar Abhazya’nın çöpüne talip

 

Sohum, İspanyalı işadamları Abhazya’da çöp geri dönüşümü üzerine yatırım planlıyor. Abhazya Başbakanı Sergey Şamba, Sohum’u yatırım önerileriyle ziyaret eden İspanyol işadamları Jose Salo ve Hordi Puhades ile iş görüşmesi yaptı.

 

Görüşmede Abhazya’da çöp geri dönüşüm fabrikası inşa edilmesiyle ilgili teklif ele alındı. Simer adlı şirketin başkanı Puhades, Barcelona’da inşa edilen ve ekolojik koşullara göre çalışan tam teşekküllü bir çöp geri dönüşüm fabrikası düşündüklerini anlattı. Sunulan projeye olumlu bakan Şamba da, bu tür projelerle ilgili Abhazya’nın ekolojik güvenlik ve ekonomik çıkar gözettiğini belirterek, “Hükümet bu konuyla ilgili en kısa sürede tam teşekküllü müzakereler istiyor” dedi. İspanyollar da Şamba’ya, Abhazya’da tüm gerekli bilgileri topladıktan sonra en kısa sürede Sohum’a detaylı bir proje sunacaklarını belirtti. Heyet ayrıca tarım ve kümes hayvancılığı alanında yatırım yapmayı düşündüklerini de kaydetti.

 

16.12.2010  Ajans Kafkas

 

 Bagapş, BM'yi güvenlik sistemi kurmaya çağırdı

 

Sohum, Abhazya Devlet Başkanı Sergey Bagapş, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’a bir mektup göndererek bölgede güvenlik garantisi sunacak bir sistemin inşası için yardıma çağırdı.

 

Bagapş Abhazya tarafının Gürcistan’la anlaşmazlığın çözümünde barışçıl siyasi diyalogdan yana olduğunu belirterek, “Biz aynı zamanda Gürcistan tarafını havada, suda ve karada askeri eylemleri tekrarlamayı reddetmeye çağırıyoruz” dedi.

 

Cenevre görüşmeleri için İsviçre’ye giden Abhazya heyetinin başkanı Vyaçeslav Çirikba tarafından bugün BM temsilcisi Anti Turunen’e iletilen mektupta Bagapş, “Abhazya’nın stratejik müttefiki Rusya’nın Gürcistan ile Abhazya arasında askeri eylemlerin yeniden başlamamasının garantörü olduğunu” savundu.

 

Bagapş, BM’in Gürcü-Abhaz anlaşmazlığının çözüme kavuşturulmasına yönelik 1992-2008 arasındaki gayretlerine de önem verdiklerini belirtti. Cenevre görüşmelerine katılan Abhazya heyetinde, Devlet Başkanı'nın Cenevre Görüşmeleri Özel Temsilcisi Vyaçeslav Çirikba’nın yanı sıra, Dışişleri Bakanlığı Uluslararası İlişkiler Şube Başkanı Lana Agırba, eski Savunma Bakanı Yardımcısı Garri Kupalba, Dünya Abhaz-Abazin Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Zeki Kapba yer alıyor. Cenevre’ye uçuş öncesinde Çirikba, Abhazya tarafının 14. görüşmeye mülteciler meselesi dahil, belli konularda somut önerilerle gittiğini kaydetti. Çirikba, Gal bölgesine dönen mültecilerin uluslararası toplum tarafından kontrol edilmesi meselesini bir kez daha gündeme getireceklerini belirtti.

 

Abhazya yönetimine göre, Mart 1998’deki tek taraflı geri dönüşle birlikte Gal bölgesine savaş döneminde bölgeyi terk etmiş 55 bini aşkın mülteci döndü. Ancak, Abhazya’nın BM Yüksek Mülteciler Komiserliği’ne yaptığı çok sayıda başvuruya rağmen mültecilerin dönüşüyle ilgili uluslararası tespit yapılmadı.

 

16.12.2010  Ajans Kafkas

 

 Abhazya, Saakaşvili’ye prim vermiyor

 

Sohum, Abhazya Devlet Başkanı Sergey Bagapş, Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili’nin 23 Kasım’da Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada dile getirdiği Abhazya ve Güney Osetya’ya karşı güç kullanmayacağına dair sözlerine pirim vermedi.

 

Dün başkent Sohum’da Avrupa Birliği’nin Güney Kafkasya’daki özel temsilcisi Peter Semnebi’yi kabul eden Bagapş, Saakaşvili’nin ‘barışçıl’ açıklamalarına inanmadığını ve Gürcistan’dan sözlü taahhüt vermek yerine belge imzalanmasını beklediklerini söyledi.

 

Bagapş bir kez daha ‘Tiflis’in barışçıl inisiyatifi’ ile ilgili Abhazya’nın tavrını yineleyerek “Gürcistan ile ilişkilere dair tecrübemiz, bizi tersi bir duruma ikna ediyor. İşte bundan dolayı Gürcistan, uluslararası garanti eşliğinde askeri eylemleri tekrarlamayacağına dair anlaşmayı imzalamaya hazır oluncaya kadar Saakaşvili’nin tek bir deklarasyonuna inanmıyoruz” dedi. Bagapş, konuyla ilgili Abhazya tarafının tutumunu resmi olarak bir mektupla BM Genel Sekreterliği’ne gönderdiklerini de hatırlattı.

 

‘AB Stalin döneminde kaldı’

 

Abhazya Başbakanı Sergey Şamba da Semnebi ile hem Gürcistan’ın sözlü garantisini hem de Cenevre sürecini görüştü. Abhazya hükümeti basın sözcüsü Ruben Migranyan’a göre Şamba, AB ile insani alanlarda işbirliğinin olumlu sonuç vereceğini söyledi. Şamba  “Biz işbirliğine hazırız, ancak halen Stalin politikasının etkisi altında bulunan Avrupa bizimle medeni şekilde ilişkiye hazır değil, her zaman bariyer ve sınırlamalar oluşturuyor” mesajı verdi.

 

Tanımada farklı bir tavır

 

Semnebi de insani işbirliği fikrine destek vererek “Bizim tavrımız oldukça açık; bir yönden (Abhazya’nın bağımsızlığını) tanımamak, diğer yandan burada kendi hedef ve çalışmalarıyla yaşayan insanların olduğu gerçeğini tanımaktır” ifadelerini kullandı.

 

Siyasi farklılıklara rağmen işbirliği yapılabilecek birçok önemli alanın varlığına işaret eden Semnebi, kendisine eşlik eden danışmanları Tina Rayala ile Saydet Ali’nin bu konu üzerinde çalıştığını ve yakında bir öneriyle geleceklerini belirtti. Semnebi ayrıca AB’nin BM ile birlikte gelecek yılbaşından itibaren uyuşturucu ile mücadele konusunda küçük bir proje başlatacağını belirterek “Bu sınır tanımayan çok önemli bir problem. Biz Gal bölgesi ve sınırındaki bölgelerdeki güvenlik organları, sağlık çalışanları ile birlikte çalışacağız” dedi. Görüşmenin sonunda Semnebi gazetecilere, şu veya bu konu hakkında bir uzlaşma sağlanamıyor olsa da Abhazya yönetimi ile müzakerelerin faydalı olduğunu ifade etti. Semnebi “Abhazya halkının belirli bir sabırsızlık ve hayal kırıklığı var, bunu anlıyorum. Kafkasya’da çok sayıda çözülmemiş mesele var ve bunların uzun zaman devam edeceğinden korkuyorum. Ama bu durumu ortadan kaldırmanın tek yolu diyaloga devam etmek ve ekonomik refah ve güvenliği yükseltmek için ilişkileri geliştirmektir” dedi.

 

15.12.2010  Ajans Kafkas

 

 Abhazya Cumhuriyeti Devlet Başkanı Sergey Bagapş, AB’nin Güney Kafkasya Özel Temsilcisi Peter Semneby’i kabul etti

 

Sohum, Abhazya Cumhuriyeti Devlet Başkanı Sergey Bagapş, AB’nin Güney Kafkasya Özel Temsilcisi Peter Semneby’i kabul etti. Taraflar arasında Cenevre Görüşmelerinin formatında yapılacak olan değişiklik ve öncelikli müzakere konuları üzerine açık bir fikir alışverişi gerçekleşti. Bagapş tarafından, Gürcistan Devlet Başkanı Saakaşvili’nin beyanı sonrasında Avrupalı siyasi kurumların ve ABD Senatosu’nun tepkisi ışığında, Abhazya ve Gürcistan ilişkilerinin düzenlenmesi çerçevesinde gelişen atmosfer karşısında Abhazya’nın kendi konumunu ayarlamak zorunda kaldığı ifade edildi.

 

Sergey Bagapş, ‘Bu durum Abhazya ve Avrupa kuruluşları arasında sadece politik değil sosyal işbirliklerinin de var olmasını imkansızlaştırıyor. Politik ve sosyal ilişkileri ayırmaya çalışmalarından olumlu sonuçlar alamıyoruz. Biz Avrupa kuruluşlarının, Gürcistan’ın sorumlusu olduğu trajik olaylara politik olarak düşünülmeden ve önyargılı yaklaşımlarla destek verdiğini görüyoruz’, dedi.

 

Sergey Bagapş, Avrupa Birliğinin “Tiflis’in Barış Girişimleri”adı altındaki konumunu bir kere daha hatırlattı. ‘Abhazya tarafı olarak deneyimlerimiz bize bunun tam tersini göstermekte. Bundan dolayı Suhum olarak  Gürcistan uluslar arası garantiler altında silahlı güç kullanılmama anlaşmasının imzalanmadığı sürece Saakaşvili’nin hiçbir açıklamasına güvenmiyoruz. Bu konu hakkında ki resmi görüşümüzü belirten mektubu BM Genel Sekreteri’ne gönderdik’, diye belirtti.

 

Devlet Başkanı, heyeti, yakın bir zaman içerisinde İngur Nehri sınırı üzerinde tam teşekküllü bir sınır alt yapı inşaatının başlatılması planlandığı konusunda da bilgilendirdi.

 

14.12.2010  Abhazya Devlet Başkanlığı Resmi Sitesi

 

 Abhazya’da bugün 1992 senesinde Lata trajedisinde hayatını kaybeden masumlar anılıyor

 

Sohum, 18 yıl önce 14 Aralık 1992 tarihinde Gürcistan-Abhazya Savaşı sırasında işgal altındaki şehir Tkuarçal şehrinden sivilleri  Gudauta şehrine götüren helikopter, Gulripş Bölgesi Lata Köyü üzerinde vurulmuştu.

 

Gürcülerin bu vahşi eylemi sonucunda 35’i çocuk, 8’i hamile 84 kişi hayatını kaybetti.  Trajedi sonucunda hayatını kaybedenlerin naaşı Gudauta şehrinde toprağa verildi.

 

Anma törenleri Gudauta, Tkuarçal ve Lata’da yapılıyor.

 

Devlet Basın Müdürü Kristiyan Bjanya’nın verdiği bilgiye göre, Devlet Başkanı Sergey Bagapş Gudauta’da gerçekleştirilen törene katıldı.

 

Lata trajedisinde hayatını kaybeden sivillerin anısına kilise yaptırılması kararı alındığını hatırlatırız. Kilisenin yapılacağı yeri devlet din adamları belirleyip haç dikti.

 

German Marşaniya’dan alınan bilgiye göre, kilise giderleri, Kutol kilisesinin restorasyonunu da yapan yardımseverler Sofi ve Vladimir Denisovy ile Koba ve Kahabera Gogohiya tarafından karşılanacak.

 

14.12.2010  Abhazya Devlet Başkanlığı Resmi Sitesi

 

 Keşev'e göre Abhaz-Çerkes ilişkileri kırılganlaşıyor

 

Kabardey-Balkar Çerkes Kongresi Başkanı Ruslan Keşev, 2014 Soçi Olimpiyat Oyunları’nın Rusların tarihte kana buladığı topraklarda yapılacak olmasına bağlı olarak Çerkes soykırımının tanınması meselesiyle ilgili Abhazya’dan gelen farklı tutumları yorumladı. Cherkessian.com’dan Avraam Şmuleviç’in sorularını yanıtlayan Keşev, Krasnaya Polyana’nın Abhazya’ya ait olduğu savının, Rusya-Abhazya ilişkilerinden kaynaklanan siyasi spekülasyon olarak ortaya atıldığını belirtirken, iki halk arasındaki kardeşliğin bozulma riskine dikkat çekiyor.

 

Keşev’le röportajı Ajans Kafkas için Özlem Güngör Türkçeye aktardı.

 

Yaklaşık yirmi yıldır Abhazya ‘de fakto’ bağımsız bir devlet. Abhazya’nın kendi bağımsızlığı ve Abhazya devletin kurulması mücadelesinde Çerkesler ne tür katkılar sağladı. Bu olaylar toplum tarafından az biliniyor.

 

Sovyetler Birliği’nin dağılmasının başlamasıyla Çerkes ve Abhaz toplumu arasında irtibatlar genişledi; hem siyasiler hem kültür ve bilim adamları arasında. Bunun dışında Sohum’da Kafkasya Halkları Konfederasyonu kuruldu, Dünya Abhaz-Çerkes Kültür Festivali yapıldı. Abhazya’da 14 Ağustos 1992’de savaşın başlamasıyla Kafkasya halklarının birçoğu tarafından geniş çaplı gönüllü hareketleri başlatıldı, özellikle Abhaz-Gürcü savaşı başlangıcında. Çerkes gönüllülere gelince, şunu belirtmek gerekir ki, Genelkurmay Başkanı, daha sonra savaşta Abhazya Savunma Bakanı Çerkes (Kabardey) Sultan Sosnaliyev idi. Muayed Şorov komutasındaki Çerkes (Kabardey) birliği baskınla Sovmin binasını ele geçirdi ve üzerinde zafer bayrağını dikti. Tüm Abhazya’da şu anda bağımsız Khase sivil hareketinin başkanı olan, saha komutanı İbrahim Yağanov, savaşta ölen Gena Kardanov, Adam Huade ve daha başka birçok saha komutanının adı biliniyor. Abhazya’daki savaş döneminde Çerkesler, Abhazya’da savaşan gönüllülerden 2-5 bin kişi kadarından yaklaşık 100 kişiyi kaybetti.

 

Rusya’nın Çerkes cumhuriyetleri (Adıgey, Kabardey-Balkar ve Karaçay-Çerkes) Abhazya’ya hem savaş döneminde hem de Rusya tarafından uzun yıllar süren ablukada iken önemli insani yardımlar gösterdi.

 

Abhazya’da Çerkes gönüllülerin bağımsızlık savaşındaki katkıları hatırlanıyor mu? Nasıl ölümsüzleştiriliyor?

 

Abhazya’da yaşlı nesil elbette Çerkes gönüllülerin katılımını hatırlıyor, ancak gençler çok şey bilmiyor. Abhazya tarih kitapları da bu katkıyı oldukça sade bir şekilde hatırlatıyor ki, üzüntü verici. Şu anda Abhazya’da Sultan Sosnaliyev hatırasının ölümsüzleştirilmesi gündemde, farklı öneriler inceleniyor.

 

Geçen bu yıllarda Abhaz-Çerkes ilişkileri nasıl gelişti?

 

Abhazya hükümeti ölen gönüllülerin ailelerine bazı desteklerde buluyor, Karadeniz kıyısında çocuk tatili organize ediyor, kültürel programlar düzenleniyor. Ama benim görüşüme göre, bugün ciddi ilişkiler olduğunu söylemek mümkün değil. Acil olarak çözülmesi gereken problemler de var. Örneğin, Abhazya’da vatandaşlık olmadan gayrimenkul almak ve işlemlerini yürütmek mümkün değil. Bugün bu problemle bize birçok Çerkes başvuruyor. Abhazya kendisini Abhazya-Çerkes grubu halkının modern tarihinin tek devleti olarak konumlandırıyor: Abhazya vatandaşlığı Abazin ve Ubıhlara veriliyor.

 

Ancak Abazin, Abhaz ve Ubıhlar dışında bu gruba Çerkesler de (Adıgey, Kabardey, Çerkes ve Şapsığlar) giriyor. Ancak Abhazya yasaları Çerkeslerin vatandaşlık almasını öngörmüyor. Ve bu elbette doğru değil: Eğer vatandaşlık Abhaz-Çerkes grubunun diğer halklarının temsilcilerine vatandaşlık veriliyorsa, Çerkesler neden bunun dışında kalsın? Bu konu Kabardey-Balkar Abhaz Gönüllüler Birliği önceki yönetimi tarafından gündeme getirildi ve biz bunun çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz.

 

Abhazya siyasi liderliğinin Çerkes meselesine bugünkü yaklaşımın nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Çerkes meselesi sonucunda Çerkes halkının jenoside maruz kaldığı, 1763-1864 Rus-Çerkes savaşı mirasıdır ve bugün Çerkeslerin yüzde 90’ı dünyanın 50’den fazla ülkesinde yaşıyor. Vatanında kalan Çerkesler yapay olarak altı cumhuriyet ve aynı ad ve ortak dile sahip olmalarına rağmen dört ‘farklı’ halka ayrıldı; ‘Adıgeyler’, ‘Kabardeyler’, ‘Çerkesler’ ve ‘Şapsığlar’. Bugün Çerkes diasporası sayısı Kafkasya Çerkeslerinden 10 katı fazla ve tarihi vatanlarına geri dönme imkânları yok. Abhazya siyasi yönetimi Çerkes meselesinin ve Çerkes diasporası probleminin keskiliğini anlıyor. Abhazya da aynı probleme sahip, Abhaz diasporası, Çerkes diasporası kadar çok değilse de, yine de Abhazya’nın Abhaz nüfusunu aşıyor.

 

Abhazya yönetimi genel olarak Çerkes meselesi hakkında açıkça bir ifadede bulunmuyor. Abhazya’nın bugün içinde bulunduğu siyasi durumu- bu ülkeye güçlü Rusya etkisi- göz önünde bulundurarak, Abhazya’dan Çerkes konusuyla ilgili kararlı ‘atılım’ beklemiyoruz ve bu sessizliklerinden ötürü onlara minnettarız.

 

Ancak bazı Abhazya siyasilerinden, hem de oldukça etkililerinden RF’deki belirli güçlerin servisi ile öyle şeyler söylüyor ki, biz bunları en tepkili düşmanlardan bile beklemiyorduk.

 

Abhazya bugün ne durumdadır? Abhazya yönetim eliti ve toplumunun durumu ve ‘kaliteleri’ nasıldır?

 

Bugün Abhazya’da kesinlikle ekonomik büyüme görülüyor. İnşaat temposu büyüyor, devlet yönetim organlarının tümü çalışıyor, güvenlik kurumları, sağlık ve eğitim kurumları.

 

Benim görüşüme göre, Rusya’nın güçlenen varlığına rağmen, Abhazya yönetim tabakası Abhazya devletinin sağlamlaşma yolunu koruyor ve bu tavır Abhazya toplumunda ciddi bir desteğe sahip.

 

Rusya için de karakteristik olan yönetim yolsuzluğu ve toplumsal suç problemleri var. Bu bağlamda, tüm bu problemlerin başarılı şekilde çözüldüğü Gürcistan’ın tecrübesi şaşırtıcıdır.

 

Abhaz toplumunda abluka döneminde geleneksel değerle kısmen yitirildi. Gençler arasında hırsızlık kültürü yayıldı. Maalesef bunu tüm Kuzey Kafkasya için söylemek mümkün, ancak Abhazya’da bu negatif süreçler daha fazla göze batıyor. Bununla birlikte Abhaz gençliği oldukça vatansever ve genel olarak Abhazya’nın geleceğini sağlayabilecek özellikte.

 

Şu anda Rusya medyasında Krasnaya Polyana’nın, özellikle Abhazların toprağı olduğu hakkında çok şey yazılıyor. Krasnaya Polyana, Olimpiyatlar ve Çerkes jenosidi, politik mi yoksa lengüistik mi?

 

Krasnaya Polyana 2014 Soçi Olimpiyatları’nın yapılmasının planlandığı yer. Çerkesler için bu yer trajik sembole sahip; Rus-Çerkes savaşının özellikle son çarpışmaları orada gerçekleşti, özellikle orada 21 Mayıs 1864’de imparatorluk ordusu Çerkesya üzerinde zafer töreni yaptı. 1763’den 1864’e kadar devam eden Rus-Çerkes Savaşı Çerkesler için feci şekilde sonuçlandı. Çerkes halkı jenoside maruz kaldı, hayatta kalan Çerkeslerin yüzde 90’ı Kafkasya’dan sürüldü ve kaynakların yazdığına göre Kafkasya’da çok sayılı tam bir halktan küçük etnik adacıklar kaldı. Çerkes jenosidi Kabardey-Balkar Cumhuriyeti Parlamentosunca 7 Şubat 1992’de tanındı. Şimdi Çerkes jenosidinin uluslararası tanınmasını ve Çerkeslerin tarihi vatanlarına geri dönüşlerini sağlamaya çalışıyoruz. Soçi’de yapılacak Olimpiyatlara bağlı olarak dünya toplumunun Çerkes halkı problemine ilgisi büyüyor. Ve özellikle şu anda bazı Abhazya siyasileri Krasnaya Polyana’nın, Abhazların toprağı olduğu açıklamasında bulundu. Bu açıklamaların siyasi alt metninin açık olduğunu düşünüyorum.

 

Bizi anlamsız lengüistik tartışmalara itmeye çalışıyorlar. Buna bağlı olarak belirtmek yerinde olur ki, özellikle 19. yüzyılda, aynı zamanda Rus-Çerkes Savaşı'nın bittiği 1864’de Çerkesya sınırı ve Abhaz prensliği sınırı Bzıb nehri üzerinden geçiyordu ve bu bildiğiniz gibi sadece Krasnaya Polyana’nın değil, Psou nehri üzerinden bugünkü Abhazya sınırından daha da güneyde.

 

Prens Mikhail Şervaşidze başkanlığındaki Abhazya özerk prensliği, Çerkeslerin Rusya imparatorluğuna karşı savaşına katılmadı ve bundan dolayı, 21 Mayıs 1864 olaylarına bağlı Krasnaya Polyana trajik sembolü sadece, 19. yüzyılda Çerkesya’yı oluşturan halka ait. Biz, Çerkes tarihinin kimin tarafından meydana gelirse gelsin, neyin yararına olursa olsun siyasi konjonktüre yazılmasına karşıyız.

 

Birçok Çerkes, Abhaz temsilcilerin bazı ifadeleri ile ilgili hoşnutsuzluklarını dile getirdiler, örneğin Nisan'da Moskova’da Rusya Dışişleri Bakanlığı Uluslararası İlişkiler Moskova Devlet Enstitüsü’nde yapılan, Abhazya’nın Rusya imparatorluğu yapısına girişinin 200. yılıyla ilgili yapılan, ‘Rusya-Abhazya: Dostluk ve Karşılıklı İlişkinin 200 Yılı’ bilimsel konferansında konuşan Abhaz delegelerinin ifadeleri. Nelerden söz edildiğini ve bu bakışların Abhazya toplumu ve siyasi yönetiminin bakışını ne kadar yansıttığını anlatır mısınız?

 

Uluslararası İlişkiler Moskova Devlet Enstitüsü konferansında yazar Denis Çaçkhaliya, Çerkeslerin Soçi Olimpiyatları ile ilgili tavrının dostça olmadığını ve Krasnaya Polyana’nın Abhazya ile ilgisi olduğunu ifade etti. Bu biraz önce sözünü ettiğim şey. Rusya medyası bunun hakkında bu konferansın ardından yazmaya başladı. Bir kez daha ifade etmek istiyorum ki, 19 yüzyılda söz konusu olan dönemde Bzıb nehrine kadar tüm bölge Çerkesya yapısında idi. Ve hatta 20. yüzyılda Bolşevikler Bzıb nehrini Abhazya’nın sınırı olarak belirttiler, bundan dolayı bu tür pasajlar en azından asılsız ve Abhaz-Çerkes ilişkilerinin kötüleşmesinden başka bir şeye götürmez. Abhazya siyasi yönetimi elbette Çaçkhaliya gibi değerlendirmeler ifade etmiyor. Umuyorum ki bu tür ifadeler Abhazya toplumunda da destek bulmaz. Ama bizi endişelendirmemesi mümkün olmayan şey, son zamanlarda Abhazya’da basılan Abhazya tarih kitaplarında Çerkesya tarihi ile ilgili anlatılanlar. Abhazya tarihçilerini, bu tür çalışmaları yazarken daha objektif ve doğru yaklaşımda bulunmaya, bunun faydasız bir meşgale olmadığını, Abhaz-Çerkes ilişkilerini bozabilecek bir temel olduğunu göz önünde bulundurmaya çağırıyoruz. Aynısını bazı Abhaz politikacılar ve sivil toplum adamlarına yönelikte söylemek mümkün.

 

Hatırlamak lazım ki, Çerkesler ve Abhazlar Kafkas dilleri ortak Abhaz-Çerkes dil grubuna dahil ve tarih gösterdi ki bu kardeşlik sadece lengüistik değil.

 

Abhaz ve Çerkeslerin bugünkü ilişkisi, bu ‘ebedi kardeşlik mi, yoksa ortak dairede ayrılma mı?

 

1992-1993 Abhaz-Gürcü Savaşı hemen sonrasında görülen ‘ebedi kardeşlik’ söyleminin zamanının artık geçtiğini düşünüyorum ve bunun trajedi olduğunu düşünmüyorum. Daha doğrusu günümüz Abhaz ve Çerkes toplumunun gelişimini gösteren doğal bir süreç. Benim görüşüme göre, bugün gereksiz söylem, Çerkes toplumu için halen karakteristik, problemlere daha objektif bakmaya engel oluyor. Ancak halklarımızın artık daha açık, pragmatik ve karşılıklı faydalı ilişkiler inşa etmek gerektiğiyle ilgili bir anlayış var.

 

Tiflis konferansına katılan Rusya’daki tek Çerkes eylem adamıydınız. Neden oraya gittiniz? Ve neden yalnızsınız?

 

Konferans çalışmasına katılmak için Rusya’daki Çerkes sivil örgütlerinden sadece Çerkes Kongresi davet edildi. Bundan dolayı, bazı Çerkes örgütlerinin davet aldıkları, ancak gitmeyi reddettikleriyle ilgili tüm konuşmalar, kurgu ve siyasi spekülasyon. Ben bir vatandaş olarak değil de, kendi adına konuşma yetkisini bana veren Çerkes Kongresi ağ kuruluşunu temsilen gittim.

 

Rusya basınında ‘hain’ olarak adlandırıldınız bile. Kime ‘ihanet ettiniz’, Rusya Federasyonu çıkarlarına mı? Çerkes halkına mı?

 

Eğer basın böyle değerlendirmeler yapıyorsa, bu onun problemi. Bizim hareketimizin amacı, Rusya devleti tarafından 1763-1864 Rus-Çerkes savaşı sürecinde ve sonrasında işlenen Çerkes jenosidinin tanınması, aynı zamanda dünyada ve Kafkasya’da dağılmış olan Çerkes halkının tarihi vatanında birliğini yeniden inşa etmektir.

 

Bugün Avrupa’da Çerkesler dışında yüzde 90’ı vatanı sınırları dışında yaşayan tek bir halk yok. Kafkasya Çerkesleri kendi topraklarında altı cumhuriyete ayrıldı ve geçenlerde, bir de iki federal bölgeye ayrıldı (Güney ve Kuzey Kafkasya). Bu uluslararası hukuk ve Rusya Anayasası’na aykırı. Çerkesler bugün kendilerinin tek bir halk olduklarını, kendi topraklarında bir millet olarak yaşama haklarını kanıtlamak zorunda.

 

Çerkes diasporası farklı değerlendirmelere göre 7-10 milyon olarak sayılıyor ve bu atlanmaması gereken bir mesele. Rusya halklarının tümü arasından Çerkesler Ruslardan sonra en kalabalık diasporaya sahip olanlardır.

 

Çerkesler Rusya Federasyonu köklü halkıdır ve Çerkes meselesini herkesten önce Rusya’nın kendisinin çözmesi gerekirdi. Ancak bu, bizim meselemizin çözülmesi için diğer ülkelere başvurma hakkına sahip olmadığımız anlamına gelmiyor. Buna bağlı olarak, problemimizi dünya toplumuna taşıma imkanı sunduğundan ötürü konferans organizatörleri şahsında Gürcistan halkına teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.

 

Biz, Çerkes meselesinin uluslararası yasama çerçevesinde barışçıl, medeni çözümünden yanayız ve uluslararası sayılan problemlerimizin çözümü için tüm medeni dünyaya yardım için başvurma hakkına tamamen sahibiz.

 

Kafkasya’nın geleceği ve Gürcistan, Çerkesya, Abhazya’nın bu gelecekteki yeri hakkındaki düşünceniz…

 

Çerkesya, Kafkasya’nın bölge ve nüfus sayısı ile en büyük ve kalabalık ülkesiydi. Çerkesya bölgede önemli bir rol oynadı. Rusya imparatorluğu Çerkesya’yı yok etti, ancak jeopolitik istikrarı sağlama konusunda yerini alamadı. Bugün, sonucunda Karadeniz-Hazar bölgesinde ve Ortadoğu’da dağılmış milletin kurumlaşmış şeklinde yeni jeopolitik gerçeğinin ortaya çıkacağı Çerkes milli hareketinin yapılandırılma süreci devam ediyor. Birçok ülkeye dağılmışlığımız bizim gücümüz sayesinde yeniden bir olacak. Er ya da geç Çerkes halkı kendi vatanında tarihi Çerkesya’da birliğine sahip olacak. O zaman, 1937-1864 Rus-Çeçen savaşı sonrasında oluşuna günümüz durumunun reformuna bağlı olarak bölgenin yeni gelişim süreci başlayacak. Bunun, bölgenin tüm halkları ve tüm tarafların çıkarlarını maksimum derecede göz önünde bulunduran süreci olması gerekir, çünkü biz ortak bir alanda yaşıyoruz ve birbirimizden ayrılıp hiçbir yere gidemeyiz. Abhazya, Gürcistan, Çerkesya meselesine gelince, onlar her zaman birlikte kendi özel kültür ve politik toplumunu oluşturdular. Bu araştırmacılara Kafkasya’yı coğrafi görüntüsüne göre değil (Kuzey ve Güney) kültürel-tarihi- Batı ve Doğu Kafkasya olarak ayırmalarına imkan verdi. Yani Abhazya, Gürcistan ve Çerkesya eski tarih ve zengin kültüre sahip ortak batı Kafkasya medeniyetidir. Ve bundan dolayı onun iyi tarihi ve siyasi perspektifi var.

 

12.12.2010  Ajans Kafkas

 

 Dominik Cumhuriyeti, Abhazya ile temasta

 

Sohum, Latin Amerika ülkesi Dominik Cumhuriyeti, Abhazya’ya merak salıp iki temsilci gönderdi. Sohum’da Abhaz yönetimiyle bir araya gelen iki milletvekili, ülkelerinin ABD ile yakın ilişkilerine rağmen Abhazya’yı tanıyabileceğinden bahsetti.

 

Abhazya Parlamentosu’nun daveti üzerine Sohum’a gelen milletvekilleri Fransisko Matos ile Fernandes Papo dün Başbakan Sergey Şamba tarafından kabul edildi. Görüşmede Şamba, “Abhazya Latin Amerika’da aktif dış politika yürütüyor, dünya algısı açısından birçok ortak noktamız var, siyasi değerlendirmelerimiz örtüşüyor” dedi. Şamba, Rusya’nın ardından Nikaragua ve Venezüella’nın Abhazya’yı tanıdığını, Abhazya heyetinin geçen yıl Latin Amerika gezisi sırasında sıcak karşılandığını hatırlattı. Fernandes Papo da, Abhazya ziyaretlerinin Venezülle’daki Abhazya Büyükelçisi Zaur Gvadcava’nın sayesinde gerçekleştiğini belirterek, “Biz iki ülke arasında dostluk ilişkileri, parlamentolar ve dışişleri bakanlıkları arasında ilişkiler oluşturmak için buradayız” dedi.

 

Papo, Abhazya heyetinin de yakında Dominik Cumhuriyeti’ni ziyaret etmesini umduklarını ifade etti.

 

Fransisko Matos da, Abhazya ve Dominik Cumhuriyeti arasında benzerlik gördüğünü ve bunun ilişkiler oluşturulmasına hizmet ettiğini belirterek, “Ülkemizin de Abhazya’nın bağımsızlığını tanıması için mümkün olan her şeyi yapacağız. Dominik Cumhuriyeti’nin ilk partnerinin ABD olmasına rağmen, devlet başkanımız özgür biri ve onun için ülkenizin bağımsızlığını tanıması kolaydır” diye konuştu.

 

Şamba, “Bizim uluslararası desteğe ihtiyacımız var ve diplomasimiz şimdi diğer ülkelerin de Abhazya’nın bağımsızlığını tanıma yoluna girmeleri üzerine çalışıyor. Tabi bağımsızlığın tanınması basit bir mesele değil. Çünkü buna karşı çıkan etkili güçler var. Ancak buna rağmen dünya toplumunda Abhazya’ya yönelik belirli bir yaklaşım oluşuyor ve bu da tanınma sürecinin devam edeceğiyle ilgili iyimserlik veriyor. Artık Avrupalı siyasiler Abhazya ile bazı özel ilişkilerin oluşturulabileceğini ifade ediyorlar. Hatta ‘tanıma olmadan karşılıklı ilişkiler’ adında bir tavır oluşturuldu. Bu ileriye yönelik bir adım” diye konuştu.

 

Avrupa politikalarının kolektif olarak belirlendiğine dikkat çeken Şamba, “Bundan dolayı bu tür kolektif fikirlerden bağımsız olan ülkelere büyük umutla bakıyoruz ve onlar daha özgür olabilirler. Ve Abhazya’nın bağımsızlığını tanımaya götürecek olan Dominik Cumhuriyeti ile işbirliği oluşturmak isteriz. Bunun için belirli adımlar atılması gerektiğini biliyoruz ve sizin buraya ziyaretinizi bu yönde önemli bir adım olarak kabul ediyoruz” dedi.

 

Şamba, Abhazya tarafının da Dominik Cumhuriyeti’ne yakında iadeyi ziyarette bulunacağını ve bu temasların tanımanın da yolunu açacağını belirtti. Dominikli vekiller Parlamento Başkanı Nugzar Aşuba ve Dışişleri Bakanı Maksim Gunciya ile de görüştü.

 

11.12.2010  Ajans Kafkas

 

 Abhazya'da Şubatta seçim var

 

Sohum, Abhazya yeril seçimler için sandığın konulacağı günü belirledi.

 

Devlet Başkanı Sergey Bagapş, yerel seçimlerin 12 Şubat 2011’de yapılmasını öngören kararnameyi imzaladı. Önceki yerel seçimler 11 Şubat 2007’de yapılmıştı. Yerel idareler dört yıllığına seçiliyor.

 

11.12.2010  Ajans Kafkas

 

 Cenevre Görüşmeleri eşbaşkanları Abhazya'da

 

Sohum, Güney Kafkasya'da Güvenlik ve İstikrar ile ilgili Cenevre Görüşmeleri eşbaşkanları, Avrupa Birliği Özel Temsilcisi Pierre Morel, Birleşmiş Milletler Özel Temsilcisi Antti Turunen ve AGİT Dönem Başkanı Bolat Nurgaliyev bugün Sohum'da, 16 Aralık'ta yapılacak olan Cenevre Görüşmeleri ile ilgili gündemi tartıştılar.

 

Abhazya Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Dairesi Başkanı Lana Agırba'nın verdiği bilgilere göre, görüşmeler, daha önce de olduğu şekilde, iki çalışma gurubunda yapılacak.

 

Cenevre Görüşmeleri'nin 14. turuna, Abhazya Devlet Başkanı'nın Cenevre Görüşmeleri Özel Temsilcisi Vyaçeslav Çirikba'nın başkanlık ettiği Abhaz delegasyonu, eski Savunma Bakanı Yardımcısı Garri Kupalba, Abhazya Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Dairesi Başkanı Lana Agırba ve Dünya Abhaz-Abazin Birliği Yönetim Kurulu üyesi Zeki Kapba'dan oluşuyor.

 

Çirikba ve Kupalba, güvenlik ve istikrar ile ilgili konuların tartışıldığı birinci grupta, Agırba ve Kapba ise mültecilerle ilgili konuların tartışıldığı ikinci grupta toplantılara katılacaklar.

 

10.12.2010  Apsnıpress

 

 'Tiflis'tekiler, evimiz yakılırken alkış beklemesin'

 

Krasnodar Kray Adıge Khase lideri Asker Soht, Tiflis’in Çerkes soykırımı meselesine el atmasını eleştirdi. Çerkes soykırımını konuşmanın Rusya Federasyonu’nda konuşmanın tabu olmadığını belirten Soht “Eğer Tiflis’te birileri biz Çerkeslerin evimizi nasıl yakmaya çalıştıklarını görerek alkış tutacağımızı düşünenler varsa bu da büyük bir hata olacaktır” dedi.

 

Antisochi.org’a konuşan Soht’la röportajı Ajans Kafkas Türkçeye aktardı.

 

Gürcistan’ın Kuzey Kafkasya’ya yönelik siyasetini yoğunlaştırdığını muhtemelen fark ettiniz. Mart ve Kasım 2010’da Tiflis’te Kuzey–Kafkasya problemleri hakkında iki bilimsel konferans yapıldı. Çerkesler ne beklemeli?

 

Gerçekten 2010 yılı Gürcü politikasının bölgemize önemli derecede yoğunlaşmasıyla dikkat çekiyor. Kuzey Kafkasya yönelimi, Rusya Federasyonu’na siyasi, iletişimsel ve diğer mevcut kaynaklarla maksimum zarar vermeye yönelik Gürcistan dış politika stratejisinin sadece bir bölümü. Benim görüşüme göre, bu stratejinin geleceği yok, Gürcü halkının köklü çıkarlarına aykırı ve kendisinde Gürcistan devletine karşı potansiyel tehdit içeriyor. Buna bağlı olarak savaş sonrası Avrupa ile ilgili önemli tarihi bir konuyu hatırlatmak isterim. Savaş döneminde bile Almanya Başbakanı Konrad Adenauer, ABD’yi açıkça Almanya’yı SSCB ile savaşa çekmeye son verme çağrısında bulunma cesaretini gösterdi. Gürcistan’ın bu stratejinin maceracılığını anlaması için milli felaketin eşiğine mi gelmesi gerekiyor?

 

Bu strateji çerçevesinde Rusya Federasyonu’ndaki Çerkesleri ne beklemeli sorusuna gelince; benim görüşüme göre cevap açık: Biz Rusya Federasyonu vatandaşıyız, geleceğimiz ortak. Ülkemizin istikrarı, güvenliği, ekonomik, siyasi ve kültürel gelişimi halkımızın köklü çıkarlarına yanıt veriyor. Başka bir yaklaşım beklemek hayali olur. Bu arada geçenlerde “Kuzey Kafkasya Haber Ajansı”nda Rus gazeteci Andrey Epifantsev’in bir makalesi yayınlandı: “Bozuk para ‘soykırım’: Adıgeler Gürcistan’a, Rusya ile savaşta yardım edecek.” Hiçbir egemen devlet bütünlüğünü dışarıdan bozmaya çalışan girişimlere kayıtsız kalamaz. Eğer Tiflis’te birileri, biz, Çerkeslerin evimizi nasıl yakmaya çalıştıklarını görerek alkış tutacağımızı düşünenler varsa, bu da büyük bir hata olacaktır.

 

Konferansa gelince, belirtmek isterim ki, Gürcistan’da görüşülen tüm problemler Rusya’da da görüşülüyor. Özellikle 2009’da Maykop’ta Maykop Devlet Teknoloji Enstitüsü’nde Türkiye, Avrupa Birliği ülkelerinden uzmanların katılımıyla benzeri bilimsel bir konferans yapıldı. Bundan dolayı burada olağanüstü bir şey görmüyorum. Üstelik Tiflis’te görüşülen XIX. yüzyıl olayları Adıgey’de çoktan bilinen ve kabul edilmiş olaylar.

 

Gürcistan İçişleri Bakanı Merabişvili’nin Gürcistan’ın yakında Çerkes soykırımını tanıyacağıyla ilgili röportajını nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Sayın Merabişvili bu problemi yorumlayan Gürcistan hükümetinin tek üyesi değil. Diğer değerlendirmeler de, aynı zamanda Gürcistan devlet başkanlığı basın sözcülüğü açıklamaları da biliniyor. Görülen o ki, Gürcistan’da bugün için nihai bir karar alınmadı. Bundan dolayı sonu gelmeyen çelişkili ifadelerle ilgili yorum yapmanın anlamı olmadığını düşünüyorum. Yine de benim için ilginç olan yeni Gürcistan geleneği, yani siyasi problemleri İçişleri Bakanı’nın değerlendirmesi.

 

Rusya tarafından Çerkes soykırımının tanınmasını bekliyor musunuz?

 

Rusya Federasyonu bu konuda uzak bir taraf değil. Biz Çerkesler Rusya toplumunun ayrılmaz bir parçasıyız, bundan dolayı bu düzeyde kararlar tüm toplumun görüşünün yansıması olabilir. Özellikle biz Rusya Çerkeslerinin özel bir misyonu var; Rusya toplumuna ortak geçmişimizin insancıl ahlaki anlamını ulaştırmak. Bu problemler ilgili ülkemizde açık özgür tartışmalar yapılıyor. Bizim tabu olan konu ve yasaklarımız yok. Rusya’nın ilk Devlet Başkanı Yeltsin’in bu olaylarla ilgili değerlendirmeleri herkes tarafından biliniyor. Ortak insani değerlere dayanan bu yaklaşımlar çerçevesinde tarihimizin trajik sayfaları ile ilgili değerlendirme kesinlikle yapılacaktır.

 

Geçenlerde Sohum’da Çerkes meselesi ile ilgili bir konferans düzenlenmesinin planlandığı haberi yayıldı. Sürecin hangi kanalda gelişeceğini düşünüyorsunuz?

 

Abhazya egemen bağımsız devlet. Bu cumhuriyetin yönetimi ve toplumu kesinlikle Çerkes meselesinden Nikaragua ve Kosta Rika anlaşmazlığına kadar her türlü problemi görüşme hakkına kesinlikle sahip. Bununla birlikte Kuzey Kafkasya cumhuriyetleri hükümetleri, sivil Çerkes örgütleri ve aynı zamanda Rusya Federasyonu’nun arkasından Abhazya’da Çerkes meselesinin görüşülmesini hayat etmekte zorlanıyorum.

 

Sayın Soht, Avrupa Parlamentosu’nda geçenlerde yapılan ‘Çerkes Günü’nü nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu programın organizatörleri kimdir?

 

Beşinci ‘Avrupa Parlamentosu Çerkes Günü’ Rusya Çerkes sivil örgütlerinin açıklamasında değerlendirmesini buldu. Bu değerlendirmelere katılıyorum. Benim görüşüme göre bu seviyedeki bir programın Avrupa Çerkes Federasyonu gibi otoriter de olsa tek bir Çerkes örgütünün tekelinde olmaması gerekir. Uluslararası Çerkes birlikleri, Kuzey Kafkasya cumhuriyetleri hükümetleri de Avrupa alanına özgürce girişe sahip olmalı. Tüm bu yanlış anlaşılmaların artık kaldırıldığına dikkat çekme isterdim.

 

İlginç diyalog için teşekkürler

 

10.12.2010  Ajans Kafkas

 

 Abhazya ile Gürcistan arasında kilise restleşmesi

 

Sohum, Abhazya Kilisesi, Gürcistan’daki patrikhane ile diyalog için, ‘Abhazya kilisesinin bağımsızlığının tanınması’ şartını koşuyor.

 

Abhazya’daki kilisenin temsilcisi Vissarion Aplia, “Abhazya ruhban sınıfının Gürcü Patrikhanesi ile diyaloğunun sadece Abhazya Kilisesi'nin bağımsızlığının tanınması ile mümkün olabileceğini” açıkladı. Peder Vissarion, “Gürcü ruhban sınıfının Abhazya’yı ziyaretinin önündeki en önemli engel, Gürcistan Kilisesi'nin Abhazya Kilisesi'nin bağımsızlığını tanımak istememesidir” dedi.

 

Gürcü medyasında yer alan Abhazya ve Gürcistan kiliseleri arasında ilişkilerin düzene kavuşturulabileceği yönündeki yorumları değerlendiren Vissarion, “Biz Gürcistan Kilisesi'nin Abhazya Kilisesi''nin bağımsızlığını tanıması konusunda diyaloga her açıdan hazırız” dedi. Gürcistan Patrikhanesi Zugdidi ve Tsaişski İdare Başkanı Gerasim de, Abhazya Kilisesi ile her zaman diyalog istediklerini söyledi.

 

10.12.2010  Ajans Kafkas

 

 Soçi’den yer isimleri sözlüğü

 

Soçi, Rusya Federasyonu’nun Karadeniz sahili ve Abhazya’nın yer isimleri sözlüğü üç dilde yayınlandı.

 

Rusya Coğrafya Birliği Soçi Şubesi, ‘Rusya Karadeniz ve Abhazya Yer İsimleri Sözlüğü’nde Rusçadan İngilizce ve Almancaya çevrilmiş 600’den fazla dağ, su ve yerleşim yerinin isminin yer aldığını açıkladı.

 

Rusya Coğrafya Birliği Soçi Şubesi Sekreteri Mariya Reneva, “Sözlük Coğrafya Birliği üyeleri ve Soçi Turizm ve Tatilcilik Üniversitesi öğretim üyelerinin ortak çalışmasının meyvesi. Kitap sadece kıyı kenti sakinleri için değil Soçi’deki 2014 Kış Olimpiyat Oyunları için gelecek misafirler için de ilgi çekici olacak. Çünkü birçok yer ismi yüz yıllar önce Karadeniz sahilinde yaşamış olan halklara ait” dedi. Üniversitenin Roman-Alman dilleri kürsüsünden Doç. Dr. İrina Mihaylevskaya da, “Çalışmamızın temel zorluğu Kafkasya vatandaşlarının dillerinin fonetik olarak Avrupa dillerinden farklı olması. Nehir, dağ ve kasabalarını adlarını Çerkesçe, Adıgeyce, Abhazca ve tamamen yok olmuş olan Ubıhçadan tercüme etmek gerekti” diye konuştu. Olimpiyat şehri yönetimi değil Rusya Göç Hizmetleri’nin de ilgilendiği kitabın cep boyunun basılması da planlanıyor.

 

Sözlüğün Fransızca ve Çince sürümleri de düşünülüyor.

 

10.12.2010  Ajans Kafkas

 

 Sergey Bagapş Krasnodar'da

 

Sohum, Devlet Başkanı Sergey Bagapş, Krasnodar Vali yardımcısı Murat Kazbekoviç Akhecak'ın cenaze törenine katılmak üzere bu sabah Krasnodar'a gitti.

 

Adige asıllı olan Akhecak, tedavi için gittiği Almanya'da, geçirdiği kalp krizi sonucu, 48 yaşında hayata veda etti.

 

09.12.2010  Abhazya Devlet Başkanlığı Resmi Sitesi

 

 Abhazya'da ilk Rus sınır karargâhı

 

Sohum, Rusya FSB Sınır İdaresi, Abhazya’daki ilk sınır karargâhını Gal bölgesinin Piçora yerleşim noktasında açtı.

 

Karargâh, deniz kenarında Abhazya’nın Gürcistan ile en zorlu sınır bölgesinde yer alıyor. 9 ayda inşa edilen tam donanımlı karargâh, bünyesinde idari binanın yanı sıra sınır muhafızlarının aileleri ile birlikte kalacağı 30 dairelik lojmanı barındırıyor. İlk 14 ailenin bu ay içinde Piçora’ya gelmesi bekleniyor.

 

Karargâhın açılışına Başbakan Sergey Şamba, Sohum’daki Rusya Büyükelçisi Semen Grigoryev, Rusya FSB Sınır İdaresi Başkan Yardımcısı Viktor Trufanov, FSB Güney Federal Bölge İdaresi Başkanı Nikolay Lisinski ve Abhazya din idaresi temsilcileri katıldı. Nisan 2009’da Moskova ile Sohum, Abhazya sınırlarının ortak korunması konusunda anlaşma imzalamıştı. Rusya sınır muhafızları Abhazya’da 215 kilometresi denizden, 98 kilometresi karadan ve 39 kilometresi nehirlerden olmak üzere 350 kilometrelik sınırdan sorumlu.

 

09.12.2010  Ajans Kafkas

 

 Abhazya'da dil devrimi

 

Sohum, Abhazya'da yediden yetmişe herkesi ve her kurumu etkileyecek şekilde Abhazca resmi dil olarak kabul edildi.

 

14 Kasım'da Abhazya Parlamentosu'nun kabul ettiği yasa, Abhazcanın devlet dili olarak tamamen fonksiyonel hale gelmesi, bütün vatandaşların öğrenip kullanması, dilin yaygınlaşması ve gelişmesi için hür türlü koşulların hazırlanmasını amaçlıyor. Yasayla gelen yenilikler şöyle:

  • Bundan böyle Abhazya'da tüm kamu kurum ve kuruluşlarında geçerli dil Abhazca.

  • Devlet ülkede yaşayan tüm etnik grupların kendi dillerini kullanma özgürlüğünü garanti ediyor.

  • Memurlar, milletvekilleri, yerel idareciler resmi dili bilmek zorunda.

  • Devlet, resmi dilin öğrenimi, gelişimi ve fonksiyonel olmasını, sosyal, ekonomik, hukuk ve politik açıdan korunmasını sağlayacak.

  • Resmi dilin desteklenmesi için uygun programlar hazırlanacak ve uygulanacak.

  • Eğitim kurumları için Abhazca eğitim sistemi oluşturulacak, Abhazca dil uzmanları yetiştirilecek, bilimsel pedagojik kadrolar oluşturulacak. Resmi dilinin öğrenilmesi için gerekli literatürün yayınlanması için destek sağlanacak.

  • Devlet tüm Abhazya vatandaşına resmi dili öğrenme imkanını sunacak.

  • Abhazca eğitim ve öğretim dili oluyor. Abhazya Cumhuriyeti, vatandaşına Abhazcanın yanısıra Rusça ile eğitim ve öğretim garantisi veriyor. Abhazya Cumhuriyeti'nin tüm eğitim kurumlarında, özel veya devlet kurumu oluşuna bağlı olmaksızın Abhazca öğrenilecek.

  • Orta, lise, meslek liseleri ve yüksek eğitim kurumu mezunları resmi dil sınavını verecek.

  • Bilimsel çalışmaların savunması devlet dili veya Rusça ile yapılacak.

  • Devlet yönetiminin üst organlarında resmi iletişim aracı Abhazya resmi dili Abhazca ve Rusça. Kanun tasarıları ve diğer kararnameler parlamentoya Abhazca ve Rusça olarak sunulacak.

  • Abhazya devlet başkanı tarafından yürütülen toplantı ve görüşmeler, parlamentoda yapılan oturumlar ve bakanlar kurulu toplantıları resmi Abhazca ile yapılacak. Konuşmaların Rusçadan Abhazcaya veya tersi şeklinde tercümesi yapılacak.

  • Devlet başkanı, parlamento ve bakanlar kurulunca kabul edilen kararlar resmi devlet dili Abhazca ve Rusça yayınlanacak. Kararnamelerin orijinal dili ise Abhazca olacak.

  • Seçim ve referandum hazırlıkları ve yürütülmesi devlet dili Abhazca ve Rusça olarak gerçekleştirilecek. Oy pusulaları Abhazca ve Rusça hazırlanacak. İlgili tüm belgeler de Abhazca ve Rusça hazırlanacak.

  • Ülkedeki kuruluş, müessese ve organizasyon çalışmalarında kullanılacak dil Abhazca olacak. Devlet dilinin kullanım imkanı olmadığında dil Rusça olacak.

  • Vatandaşlar kuruluş, müessese ve organizasyonlara başvurularını, tekliflerini ve dileklerini Abhazca veya Rusça ile yapabilecek. Cevaplar da devlet dili veya Rusça ile yazılacak.

  • Resmi evrak dili Abhazca ve Rusça olacak.

  • Medya organlarının resmi dili Abhazca olacak. Devlet yayın organlarının üçte ikisinin Abhazca olması gerekiyor. Resmi olmayan basın organlarının en az yarısının devletin resmi dili ile yayınlanması gerekiyor. Farklı milli basın organları istisna.

  • Devlet Abhazca yayın konusunda özel, milli kültürel, sosyo poltik ve resmi diğer olmayan örgütlere yardımcı olacak.

  • Televizyon ve radyolar programlarının üçte ikisini Abhazca yapacak.

  • Abhazya Cumhuriyeti'nde gösterilen filmler Abhazcaya çevrilecek. Ya da alt yazılı olması gerekiyor.

  • Coğrafi isimler, topagrafik işaretler, yazılar ve yol levhaları Abhazca yazılacak, gerekli durumlarda levhalar Rusça veya İngilizce yazılacak. Rusça ve İngilizce yazılar Abhazca yazıdan büyük olmayacak. Coğrafi ve diğer özel isimler başka bir dile tercüme edilmeyecek. Hangi yerlerde yol levhalarının Rusça ve İngilizce yazılacağı konusunda bakanlar kurulu karar verecek.

  • Yabancı ülkelerle yürütülen çalışmalarla ilgili belgeler Abhazca ve karşı taraftaki ülkenin dili ile yazılacak.

  • Abhazya resmi dili Abhazca konusundaki mevzuata riayet edilip edilmediğinin kontrolü devlet yönetim organlarınca gerçekleştirilecek.

08.12.2010  Ajans Kafkas

 

 'Batı, Abhazya'ya soğuk ama ilgili'

 

Sohum, Abhazya Dışişleri Bakanı Maksim Gunciya, Batı’nın Abhazya’ya karşı soğuk tutumuna rağmen devlete ilginin giderek arttığını söyledi.

 

Konferans için gittiği Brüksel’den dönüşte temaslarını değerlendiren Gunciya, “Brüksel’de görüştüğüm herkes, Avrupa’nın Abhazya hakkında az bilgilendirildiğini söyledi ve ben de Avrupa kendisi Abhazya’ya kapatıyor ve bundan dolayı az bilgi sahibi şeklinde cevap verdim” dedi.

 

Bu boşluğun geçici olduğunu belirten Gunciya, “Abhazya temsilcileri daha sık Avrupa ülkelerine gitmeli ve Batılı uzmanlarla görüşmeleri reddetmemeleri gerekir, çünkü bu tür görüşmeler Abhazya’nın tutumunu açıklaması için fazladan fırsat” diye konuştu. Letonya’dan Avrupa Parlamentosu Milletvekili Tatyan Jdanok’un desteği ile organize edilen, ‘Rusya-Avrupa Birliği’ forumuna katıldığını aktaran Gunciya, “Abhazya’yı bu tür konferanslarda beşinci kez temsil ediyorum ve Abhazya temsilcilerinin bu tür forumlara katılmasının oldukça faydalı olduğunu düşünüyorum. Konferansta Avrupa Birliği ve Rusya arasında vize konusu görüşüldü. Bu konu bizi doğrudan ilgilendiriyor, çünkü Abhazya vatandaşlarının birçoğunun Rusya pasaportu var” dedi.

 

Abhaz bakana göre Çerkeslerin asıl meselesi

 

Avrupa Parlamentosu’ndaki Çerkes Günü çerçevesinde düzenlenen ‘Entegrasyon ve asimilasyon arasında Çerkesler: Türkiye’de demokratikleşme süreci ve Avrupa Çerkeslerine bakış’ konulu panelde konuşulanları da aktaran Gunciya, “Maalesef Çerkes meselesi bugün bazı Batılı vakıflar tarafından ciddi şekilde politize ediliyor. Örneğin Jamestown Foundation (ABD) Gürcistan’da Çerkeslerle ilgili iki konferans düzenledi. Çerkes toplumunun etnik kültür ve siyasi problemlerinin görüşülme süreci kesinlikle önemli, ancak meseleyi sadece Kafkas halkları jenosidi konusuna indirmemek lazım” diye konuştu. Gunciya tarihi araştırmaların gerekli olduğunu, ancak, kendi kimliklerinin korunması ve diasporanın kenetlenmesi başta olmak üzere, Çerkes halkının günümüzdeki sorunlarının çözümünün daha önemli olduğunu belirtti. Gunciya, 30 Kasım’da Rusya Federasyonu’nun NATO Daimi Temsilcisi Dmitri Rogozin ile de görüşmüştü.

 

08.12.2010  Ajans Kafkas

 

 Abhazya'daki Sovyet pasaportları tarih oluyor

 

Sohum, Abhazya vatandaşlarının Abhazya-Rusya sınırını geçerken kullandığı Sovyet pasaportları, 1 Şubat 2011’den itibaren kaldırılıyor.

 

Abhazya’daki Rusya Büyükelçiliği Danışmanı Vladimir Malışev, “Bu sene Ağustos'tan itibaren Rusya vatandaşlığı ve pasaportu olmayan Abhazya vatandaşları sınırı Abhazya pasaportu ile geçme imkanına kavuştu. Sovyet dönemi pasaportuna ihtiyaç kalmadı. Uluslararası seyahatler için Abhazya vatandaşlarının 1 Şubat’a kadar Abhazya pasaportu olmaları gerekiyor” dedi.

 

Sovyet pasaportu sadece Psou sınırında geçerliydi.

 

08.12.2010  Ajans Kafkas

 

 Cenevre Görüşmeleri'nin 14. turu 16 Aralık'ta

 

Moskova, Güney Kafkasya'da Güvenlik ve İstikrar ile ilgili Cenevre Görüşmeleri eşbaşkanları, Avrupa Birliği Özel Temsilcisi Pierre Morel, Birleşmiş Milletler Özel Temsilcisi Antti Turunen ve AGİT Dönem Başkanı Bolat Nurgaliyev, Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Grigori Karasin'i ziyaret ettiler.

 

Rusya Dışişleri Bakanlığı Basın ve Enformasyon Dairesi'nden yapılan açıklamaya göre, görüşmede, Abhazya-Gürcüstan ve Güney Osetya-Gürcüstan sınır bölgelerindeki durum ve 16 Aralık tarihinde yapılacak olan Cenevre Görüşmeleri 14. turu ile ilgili konular tartışıldı.

 

07.12.2010  Apsnıpress

 

 Sergey Bagapş, ‘Abhazya Saakaşvili’nin açıklamalarına güvenemez’

 

Sohum, Devlet Başkanı Sergey Bagapş, gazetecilerle yaptığı toplantıda, Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili ve diğer temsilcilerinin Avrupa Parlamentosu'nda yaptıkları açıklamalar hakkında yorum yaptı.

 

Sergey Bagapş: ‘Bugün için bir kez daha yinelemek istiyorum, Abhazya – Gürcistan sorununda bu tür açıklamalar sonrasında Abhazya’ya karşı büyük ölçekli askeri saldırı eylemlerinin başlayacağına inanıyoruz, biz buna razı değiliz.

 

Özellikle, Gürcü liderin, “barışçıl “uygulamaları yürüteceğini belirttiği açıklama, kendi emellerini gerçekleştirmek için Abhazya’ya uygulanan ekonomik ve insani yardım ambargosunu, birçok kez deniz ulaşımında uyguladığı engellemeleri örtbas etmek için alaycı bir görünümü ortaya çıkarıyor.

 

Gürcistan Devlet Başkanı tarafından yapılan açıklama, bizlere yeniden Tiflis’in Abhazya ile bağımsız bir devlet, eşit bir taraf ve komşu ülke ile diyalog kurmaya hazır olmadığını gösteriyor.

 

Abhazya tarafı olarak Cenevre görüşmelerinde yapılan tartışmalarda bilinen bütün diğer formatlarda sürekli olarak çözümde silahlı güç kullanılmaması anlaşmasının gerçekleştirilmesini savunduğumuz bilinen bir gerçektir.

 

Ve biz devletlerin tek taraflı olarak yapmış oldukları açıklamalar karşısında Rusya tarafından yapılan açıklamayı kabul etmeye hazırız.

 

Ancak, Abhazya olarak, Gürcistan Devlet Başkanı tarafından yapılan bu açıklama karşısında, Cenevre görüşmelerinde Gürcistan’ın konumu hakkındaki düşüncelerine ihtiyatlı olarak yaklaşacağımızı belirtmek istiyorum.

 

Bu anlamda, bizler sonuçta taraflar arasında yasal bağlayıcı olan taahhütlere girilebileceğini ümit ediyoruz.

 

Vurgulamak istiyorum ki: Abhazya tarafı bu tür yükümlülükleri kabul etmek için hazır durumdadır.

 

Abhazya olarak bizim Gürcistan topraklarına karşı saldırgan bir tutumumuzun olmadığını her zaman belirttik ve bu bütünü ile biliniyor, komşumuza hiçbir zaman saldırmadık, ya da böyle bir eylemi gerçekleştirme niyetimiz olmamıştır. Bizler onlarla uluslar arası toplumda genel kabul görmüş kurallar temelinde iyi komşuluk ilişkisi kurmak istiyoruz.

 

Tabii ki Rusya Federasyonu’nun bizim stratejik ortağımız olduğuna inanıyoruz – ülkemizin dış saldırılara karşı güvenliğinin sağlanmasının garantisi olmayı sürdürecektir.

 

Abhazya Cumhuriyeti adına resmi olarak açıklamak istiyorum: Abhazya’nın Gürcistan ile ilişkilerinde uluslararası yasalar ölçüsünde askeri güç kullanılmaması ve tehdit unsuru olmaması kurallarına uyacağını belirtiyorum.

 

Bu gelişmelere bağlı olarak, ülkemize karşı yapılacak olan silahlı saldırı durumunda meşru müdafaa haklarımızı saklı tutacağımızı belirtiriz’.

 

Sergey Bagapş daha sonrasında basının diğer sorularını yanıtladı.

 

05.12.2010  Abhazya Devlet Başkanlığı Resmi Sitesi

 

 Adıge Khase'den Çerkes Günü'ne eleştiri

 

Maykop, Adıgey ve Krasnodar Kray’daki Çerkes sivil örgütleri, Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen Çerkes Günü’nün formatını eleştirdi.

 

Adıgey’deki iki Adıge Khase örgütü ile Krasnodar Kray’daki Adıge Khase ortak açıklama yaparak, Türkiye merkezli diasporanın Avrupa ve Kafkasya’daki sivil toplum örgütlerini dışladığını öne sürdü. Açıklamada “Günümüz Çerkes kültürünün başarılarının tanıtılması, Çerkes toplumunun aktüel siyasi problemlerinin en üst Avrupa alanında görüşülmesi anlamlı” denildikten sonra şu eleştiriler yöneltildi:

 

“Maalesef uluslararası Çerkes hareketleri ‘Avrupa Parlamentosu Çerkes Günleri’nden ekarte edildi. Çerkes halkının aktüel meselelerini görüşmek yerine Avrupa Çerkesler Federasyonu Çerkes Günü’nün formatını değiştirdi, başka devlet ve halkların çıkarlarının basit bir lobisi olarak sonuçlandı. Şöyle ki Çerkes Günü’nün dördüncüsünün konusu ‘Vatan ve Diaspora’ olarak belirlenmişti. Ama toplantıda sadece Abhazya ve Güney Osetya problemleri, Türkiye’nin AB’ye giriş perspektifleri görüşüldü. 5. Çerkes Günü’nün konusu ‘Entegrasyon ve Asimilasyon Arasında Çerkesler: Türkiye’de Demokratikleşme Süreci ve Avrupalı Çerkeslerin Geleceği’ oldu. Kafkasya Çerkes örgütü temsilcisine katılma izni verilmedi. Toplantının kendisi yine sadece Abhazya’nın problemleri, Türkiye’nin AB’ye giriş perspektifleri oldu. Hatta Adıgey Cumhuriyeti Devlet Başkanı A.K. Thakuşinov’un tarihi mesajı Avrupa Çerkeslerin dikkatine sunulamadı. Ki bu son derece üzücü. Belli ki, kendi etno-kültürel kimliğini korumak Türkiye’deki Çerkes toplumunun en aktüel problemi. Bu açıdan Türkiye’deki çok milyonlu Çerkes diasporasının kendi haklarını elde etme olasılığını objektif değerlendirme oldukça aktüel. Bu şartlarda Çerkes Günü organizatörlerinin, bu konu hakkında kendi bakışlarını sunmaları için Kafkasya Çerkes örgütlerine, bazı Avrupalı Çerkes aktiviste izin vermemesi izah edilemez. Aslında olay, Türkiye’deki milli azınlıkların hak ve özgürlüklerinin korunması konusunda var olan problemlerin gölgesinde Avrupa’da Türkiye’nin olumlu bir imajının oluşturulması için bir reklama dönüşüyor. Ayrıca Abhazya problemlerinin özel forma çerçevesinde Çerkes problemiyle bağımsız olarak görüşülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Üst düzey Avrupa yüksek mercisi bizim düşüncemize göre, objektif değerlendirme ve diğer uluslararası ülkelere sosyokültürel ve Çerkeslerin insani haklarının korunması sorumluluğunu verebilir. Halkımızın aktüel meselelerinin görüşülmesinde Avrupa, ABD, Türkiye, İsrail, Rusya, Ürdün, Suriye ve uluslararası Çerkes hareketlerinin, Adıgey Cumhuriyeti, Karaçay-Çerkes, Kabardey-Balkar yönetiminin görmezden gelinmesi prensiplere ve Avrupa Parlamentosu ruhuna aykırı. Bu harekete bağlı olarak derin üzüntülerimizi ifade diyoruz ve tüm Çerkes örgütlerini açıklamamıza destek olarak bağlanmaya çalışıyoruz.”

 

04.12.2010  Ajans Kafkas

 

 Abhaz sivil toplumu: Rusya'ya mülk verilmesin

 

Sohum, Abhazya’nın sosyo-politik ve sivil toplum örgütleri kamu mallarının yabancılara verilmesiyle ilgili problemi görüşüp Rusya’ya mülkiyet haklarının devrine karşı çıktı.

 

Toplantıda özellikle Abhazya yönetiminin Myussera, Gagra ve Pitsunda’daki yazlıkları Rusya mülkiyetine verme niyeti ele alındı. Görüşme katılımcılarının büyük çoğunluğu, ülkenin ekonomik güvenliğini de kapsayan bir milli güvenlik konsepti hazırlanması gerektiğini söyledi.

 

‘Hayır diyebilmeliyiz’

 

Avukat Tamaz Ketsba, “Bazıları bu kurumların milli güvenlik meselelerine dahil edilmesinin zor olacağını düşünebilir, bazıları da bu kurumların böyle bir tanımlamayı hakkettiğini söyleyebilir” dedi. Tarihçi Stanislav Lakoba, Rusya’nın Abhazya’yı tanırken fedakarlık yapmadığını belirterek “Galiba, her şeyden önce Rusya’nın bu dönemde bizim çıkarlarımızla örtüşen kendi çıkarları var” dedi. Hiç kimsenin Rusya’nın Abhazya’da mülkiyet sahip olmasına karşı olmadığını vurgulayan Lakoba, “Biz Rusya’nın müttefikiyiz, ancak bazı konularda fazla ileri gidilmemeli. Her zaman ‘Evet’ denmemesi gerektiğini, bazen de ‘Hayır’ diyebilmek gerektiğini düşünüyorum” dedi.

 

Muhalefetteki Abhazya Milli Birlik Forumu Başkanı Raul Hacımba, “Kurumun karşılıksız olarak kullanılması mülkiyet hakkının devredilmesinden farklıdır. Bu tamamen farklı iki hukuki terim. Ve perde arkasında kararlar almak değil, insanlara neyin nasıl yapıldığını anlatmak lazım” diye konuştu.

 

‘Mülkiyetin devri değil süresiz kullanım’

 

Milletvekili Daur Arşba ise, “Meselenin tüm üç kurumu ilgilendiren hukuksal tarafı var. Onlar Abhazya’nın devlet mülkiyeti kayıtlarında yer alıyor. Toplum net olarak bilmeli; onlar süresiz kullanıma veya belirli bir süreye veriliyor” dedi. Arazilerin yabancılara verilmesi meselesinin parlamento tarafından yasaya uygun olarak çözülmesi gerektiğini kaydeden Arşba, “Rusya devlet başkanının burada, gelip dinlenebileceği bir yerinin olmasında kötü bir şey yok. Ama bu kurum neden mülkiyet olarak verilsin? Eğer bir başka devlet başkanı olursa, yeni bir yer vermek mi gerekecek? Söz konusu olan üç devlet yazlığı en iyi 600 hektarlık toprak üzerinde bulunuyor” dedi. “Tarafların çıkarları dengelenmeli” diyen Arşba, “Soçi Olimpiyatları öncesinde bizim de müttefik olarak görevlerimiz ve Rusya devletine karşı dostluk ilişkilerini gösterecek imkanımız olacak” diye konuştu.

 

‘Stratejik önemi yüksek yerler isteniyor’

 

‘Abhaya Kahramanı’ Aslan Kobakhiya da, “Meselenin değerini bilmemiz gerekiyor. Parmakla gösterilen her şey verilmemeli. Bizim sorunumuz, yönetimin muhalefeti Rusya karşıtı olarak göstermeye çalışması, ancak bu böyle değil” dedi. Kobahiyev’e göre, toprak meselesi her zaman Abhazlar için sancılı oldu ve bundan dolayı ‘bu meseleye dikkatle yaklaşmak lazım’. Kobahiya sözü edilen yerlerin stratejik değerine de dikkat çekti. Uzman Leyla Taniya, insanların sözde değil işte birleşmesi gerektiğini belirterek “Biz Abhazlar siyasi hile eksikliğimiz var. Yönetim, Rusya’nın tanımasından ötürü minnettarlık ifadesi olarak birçok önemli yeri vermeye hazır olduğunu ifade ediyor” dedi. Taniya’ya göre, toplumun şu anki görevi kendi gerçek egemenliğini koruması için yönetim ve uzmanların kullanabileceği önemli stratejik argümanlar hazırlamak. Taniya “Kendi topraklarında kendi mülkiyeti olmadan, tüm stratejik kurumlar üzerinde hukuki hakkı olmadan egemenlik mümkün değil” dedi.

 

Yönetimin şu veya bu yeri özelleştirme veya satma kararı almadan önce Abhazya’da özellikle hangi yerlerin stratejik önemi olduğunun yasal olarak tanımlanması gerektiğini kaydeden Taniya, “Eğer biz ikna edici argümanlar sunarsak, bunun Rusya çıkarları için de olduğunu gösterirsek, Medvedev ve Putin de Epifantsev’i değil, bizi dinleyecektir” dedi. Sosyal Programlar Merkezi çalışanı Asida Şakrıl katılımcıların dikkatini, Abhazya’da hemen her gün trafik kazalarında ölen gençlere ve yüzlerce yaşama mal olan uyuşturucu müptelasına çekti: “Bu milli güvenliğimizin ciddi bir problemi. Eğer bu devam edecek olursa, yarın bu kurumlar kimseye lazım olmayacak.” Şakrıl, Abhazya ve Rusya arasında imzalanan devletler ve bakanlıklar arası anlaşmaların yasal değerlendirmesini istedi.

 

04.12.2010  Ajans Kafkas

 

 Abhazya için tek çözüm 'yeşil inşaat'

 

Sohum, Rus mimarlar, Abhazya sahilinde kentleşme istemediklerini ve yeşil inşaat fikrini önemsediklerini kaydetti. 26-28 Kasım’da Sohum’da ‘Abhazya-Apsnı-Ruhlar Ülkesi: Kafkas sahili ve dağlık tatil bölgelerinde tatil mimarisi’ başlıklı bilimsel bir konferans düzenlendi. Konferansa Rusya Mimarlar Birliği Güney Mimarlar Topluluğu temsilcileri de katıldı.

 

Katılımcılar, Abhazya’nın tatil bölgelerinin gelişimi, mimari çözümleri, tatil ve sağlık merkezlerinin komple projelendirmesi ve bölgesel gelişim planlamasının yasal altyapısı gibi meseleleri ele aldı. Ekolojik inşaat ve projelendirme konusu üzerinde özellikle duruldu.

 

Katılımcılar, Abhazya için, ‘yeşil inşaat’ın önemine dikkat çekti. Moskova Mimarlar Birliği Başkanı Viktor Loginov, “Abhazya Karadeniz sahilindeki en yeşil ülke. Bundan dolayı umuyorum ki, ‘yeşil inşaat’ burada başlayacak, kesinlikle doğru olur” dedi.

 

Konferansta sahil şeridi 210 km’yi aşan Abhazya’da, marinaların gelişimi ve trendleri de konuşuldu.

 

Abhazya Başbakanı Sergey Şamba, konferansta sunulan projelerden bir çoğunun hoşuna gittiğini, ancak onların kabul edilip edilmeyeceğinin ülkenin bölgesel planlama tablosunun hazırlanmasının ardından söz konusu olabileceğini belirtti. Şamba, “Bu faydalı bir konferans, şu anda Abhazya toprak kadastrosu ve bölgesel planlama şeması üzerinde çalışıyoruz” dedi.

 

Abhazya İnşaat İdaresi Başmühendisi Astamur Zukhba da, Sohum’un dış ve iç yapısına uygun öneriler geldiğini belirterek, “Her şehrin mimarisi onun tarihinin göstergesi. Bizim görevimiz mimari mirası korumak, başkentin mimari yapısını koruyacak restorasyon çalışmaları yapmaktır” dedi. Zukhba, ileri teknoloji stilinde Sohum ve Abhazya’nın diğer bölgeleri için sıkça sunulan dış görünüş projelerinin kabul edilemez olduğunu da belirtti. Krasnodar Bölgesi Rusya Mimarlar Birliği İdaresi Başkanı Vladimir Malük, “Bence sizin mimarinizin cazibesi, halen korunmuş olmasında. Burada aktif şehir inşaatı gerçekleştiriliyor, ancak mimari yapı birliğinin bozulmaması, şehrin estetiğinin kötüleşmemesi için, bunun oluşan mimariye uygun olarak yapılması gerekiyor” dedi.

 

03.12.2010  Ajans Kafkas

 

 Abhazya ve Rusya sınırları çiziyor

 

Sohum, Abhazya ve Rusya iki ülke arasındaki kara sınırlarının çizimi için masaya oturdu. İlk toplantı dün Sohum’da yapıldı. Toplantıda Abhazya’nın kuzey ve kuzey-batıda sınırın belirlenmesi ele alındı.

 

Abhazya’nın sınır komisyonunun başkanı Milletvekili Valeri Kvarçiya, toplantıya arşiv belgeleri ve kartograf belgeler sundu. Abhazya Parlamentosu’nun 3 Mayıs 2010’da kabul ettiği Abhazya Cumhuriyeti devlet sınırları ile ilgili kanun Abhazya sınırlarını şöyle tarif ediyor: “Eski SSCB yasal kararları ile belirlenmiş Abhazya ASSR sınırları-Rusya Federasyonu ile kara sınırı.”

 

Kvarçiya, “Çalışmamızda bunların baş referans olacağını düşünüyorum ve ortak çalışmamızda büyük zorluklar olmayacağına inanıyorum” dedi. Abhazya devlet sınırlarının belirlenmesi amacıyla 2009’da Abhazya Devlet Başkanı Sergey Bagapş’ın kararıyla kurulan komisyonda, 12 kişi yer alıyor. Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in kararıyla oluşturulan Rusya’nın komisyonunda Rus Dışişleri Bakanlığı’nın yanı sıra Karaçay-Çerkes ve Krasnodar Kray’ın temsilcileri yer alıyor.

 

01.12.2010  Ajans Kafkas

 

 Sergey Lavrov, ‘Rusya, Astana’da düzenlenen AGİT zirvesi sonuç belgesinde ‘Gürcistan Sorunu’ ile ilgili hiçbir ifadeye destek vermeyecektir’

 

Astana, Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov gazetecilere, ‘Rusya, Astana’da düzenlenen AGİT zirvesi sonuç belgesinde ‘Gürcistan Sorunu’ ile ilgili hiçbir ifadeye destek vermeyecektir’, açıklamasında bulundu. Bakan, ‘Bizler sorunun çözülmesi için Cenevre’de yapılan görüşmelerde yapılacak olan anlaşma belgesine tüm detaylarıyla aktif olarak destek vermeye hazırız. Ancak biz, bazı batılı meslektaşlarımızın önerdiği gibi konunun ‘Gürcistan Sorunu’ başlığıyla görüşülmesini kabul edemeyiz’, diye belirtti.

 

Lavrov, zirvede sonun karar bildirgesi ve eylem planı hazırlanacağını bildirdi. AGİT Sonuç bildirgesi ve eylem plan taslağı üzerinde görüşmeler yapıldı. Ayrıca  Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Kazakistan ve Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton arasında ikili görüşmeler gerçekleştirildi.

 

01.12.2010  Abhazya Devlet Başkanlığı Resmi Haber Sitesi